4 Eylül 2012 Salı

süpürgesini cilalamış kahramanım..

biraz geç kalınmış bir aşkın yollarında yürüyoruz. bu defa senin cesur olduğunu hissediyorum. bense korkak.. üstelik öyle bir zamanda geldin ki sevinmeli miyim, üzülmeli miyim, yada sana isyan mı etmeliyim bilemiyorum... ben yoluma sensiz devam etmeye karar vermiştim. fakat sen hiç gitmemiş gibi gelince dava düştü..

sen ki benim attığım mesaja bile cevap vermezdin. ne oldu sevgilim sana? gel desen hala sana kanıp gelirim, gururum bir sana delik deşiktir, biliyorsun değil mi? peki tekrar sen ve ben olur muyuz? olursak bile eşe dosta ne derim ben? şimdi bile sorduklarında, "olur mu canım öyle şey, beni güldürüyorsunuz" diyerek geçiştiriyorum. ama bir şey itiraf edeceğim sevgilim ; MUTLUYUM. her şeye rağmen, beni kandıracağını bilmeme rağmen, senin değişmeyeceğini bilmeme rağmen mutluyum.

bir mesaj attı lan, kalbim göğüs kafesime tecavüz etti resmen. ilk defa böyle attığına tanık oldum. neyin heyecanı bu? yeniden aşık olduğunu sanmamın mı, yoksa kahramanım olarak gördüğüm herifin süpürgelerini cilaladığını görmenin verdiği o saçma ama tarifsiz mutluluğun mu? son olarak sevgilim, hala sen ve benimle ilgili yaşayamadıklarımızdan ötürü olsa gerek hayallerim var. unutma! sen ve ben ne kadar uzaklara gitmek zorunda olsakta birimizde bir parçamızı bırakıyoruz. ve dönüşte, her ben'siz ve her sen'siz aşktan sonra birbirimize uğrayıp tamamlıyoruz kendimizi. bu defa bende unuttuğun şey sensin. ve  bu dönüşte yalanda olsa aşka sadık kalalım. çünkü biliyoruz ki, bu aşk bizi bir araya getiren ve on bir yıldır ayırmayan...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder