14 Kasım 2012 Çarşamba

bir aşka, bir ölüme, yeni bir aşka ve hep daha fazla ölmeye..

hayatından sonsuza kadar uzaklaşmış bir kadının hikayesini anlatacağım sana. sen her zamanki gibi, hiç okumadığın gibi yine okumayacaksın ama olsun. son günah.. nereden başlayacağımı bilemiyorum. zira kelimelerimi kaybettim. şükürler olsun ki kendimi kaybetmedim. dün olanlar karşısında çok şaşırdım. yalan söylemiyorum ağladım. ağıt yaka yaka ağladım. sabahı zor ettim. şimdi ağlamaktan yanan gözlerimle rüzgara göğüs gerdim seninle ilgili son satırlarımı yazıyorum. ama bu defa kararlıyım. ölürken iman eden firavun gibi değil, hammurabi kadar istikrarlıyım bu defa.. şu anda sarhoş olmuş olmam bu kararımı değiştirmez. ona giderken beni kaybettin. bu senin için önemli bir ayrıntı değil elbette ama artık sana yaşama sevinci vermek için çırpınan, başın her sıkıştığında yanında olmak için sana söz vermiş biri yok artık.. sensizliğin ilk gününde ne yaptım biliyor musun?

öncelikle bana söz vermiştin ya.. beraber eminönünde balık ekmek yiyecektik.. oraya gittim.. tek başıma.. iki kişilik bir masaya oturdum. sen varmışsın gibi.. benim balık yemekten nefret ettiğimi bilirsin. ama böyle cezalandırıyorum kendimi. tam karşımda boğaza karşı ağlaya ağlaya.. ama bu yetmezdi bana. çok acı çekmem lazımdı. yürüye yürüye galata köprüsünü geçtim. yine balık tutanlar vardı. bu defa onların sözlü tacizlerinden kimse beni korumadı. kimse elimi tutup bana güven vermedi. hoş korkmadım zaten. çünkü artık biliyorum insana sevdikleri daha çok zarar veriyor. tanımadıklarım bana ne kadar zarar verebilirdi ki? sonra kendimi tophanede bir kafede buldum. ne yalan söyleyeyim içtim. baya baya içtim. düşünsene ben! zaten son günlerde tükettiğim bütün sıvılar alkollü. seni sevmenin diyetini ödüyorum. acımı dindirmeye yetmiyor... dönüş yolunda eminönünden geçerken galata ile  karşı bağıra bağıra ağlıyorum. etraf mı? umrumda bile değil. zira sarhoş olduğumun herkes farkında.. kusuyorum denizden aşağı. hani demiştin ya atlarım denize diye.. atla! atla da yok ol artık içimden.. işi abartıp sigara yakıyorum. evet sigaraya başladım. sormuştun ya içiyor musun diye. evet oğlum içiyorum. ciğerlerim sökülse de unutsam seni.. galata ile  konuşuyorum. bu son olsun diyorum. bir daha bu şehir beni bu kadar üzmesin diyorum. bu kadar parça parça olmayayım diyorum.

içim çok acıyor.. çok büyük şeyleri aldın elimden. gece yattığımda yatağımdaki huzuru, masamdaki mutluluğu, sabahlarımdaki umudu, hafta sonları keşiflerimi, bu hayat git gide daralıyor..

YASTAYIM...

"Ben bu oyunu da bu savaşı da kaybettim galiba." oynayamazdım ki ben aşkla. çok zor.. söylenecek bir o kadar çok şey var bir o kadar da az.. kalbime gömmeliyim seni.. kalbinin artık başkasına ait olduğuna nasıl inanabilirim ki? artık kalbim başkası için çarpar mı bilmiyorum. ama kim için çarparsa çarpsın bu kalp , seni sevdiği zamanlardaki gibi nefes alamayacak. bunları kimseye söyleyemem dile getiremem.

sana doymamışlığımın ele düğün bayram günleri.. ayaklarımın altından kayıp gitti bir hayat.. yanımda mısın hala? sözün hala söz mü? hep kalacak mısın yanımda?

bir şehrim vardı bir zamanlar. bir adamım, bir şehrim, bir hayal dünyam.. kimi zaman bahar, kimi zaman yakan kasıp kavuran yaz, kimisi zaman kara kış.. ama benimdi yine de.. şimdi şehir gitti, adam gitti, hayallerin üstü çizildi. adamımla yolumun kesişeceğine imkan olmayan sonsuz bir yolculuğa teşneyim.. elveda adamım, elveda aşk..

bir aşka, bir ölüme, yeni bir aşka ve hep daha fazla ölmeye..


 

2 yorum:

  1. Harika! Elinize, yüreğinize teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. yüreğinize seslenebilmişsem ne mutlu bana sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil