6 Kasım 2012 Salı

çünkü oydu bu kadar imkansızı mümkün kılan yıllarca ..

bir insan daha ne kadar yıpranabilir? daha ne kadar acı çekip olanlara göz yumar? bir insanın hayatı nasıl bu kadar hızlı bir şekilde karmaşıklaşır?

susmak geliyor içimden. kelimeleri susturmak.. çünkü artık yorgunum. sevdiğim adamın peşinde hırpalanmaktan, sevilmediğimi bilmekten ve asla sevilemeyeceğimi bilmekten yoruldum.. aklım, senden ve hayattan gelecek tek bir söze el pençe divan durmuş beklemekte, bir kırıntı peşinde koşan martılar gibiyim..

sana ve yaşadıklarıma, kendimi kaybedip yaşamama, kendini unutturup sonra tekrar hatırlatmana, sürekli kendini tüketiyor olmana gülsem mi ağlasam mı? bilemem.. tekrar karşıma çıkmışken bunca acıdan sonra, kaçıp kurtulsam mı kalıp usansam mı?

acaba bana bu aşkın ya da duyguların karşılıklı olduğunu düşündüren neydi? şu an bu soruya verecek bir cevap bulamıyorum. daha doğrusu bir cevap aramıyorum.. her şeyin bir nedeni var. şuan gözlerimi bu kadar kapatabilmiş olmamı bu duyguları ilk defa yaşamış olmama bağlıyorum. o benim onlarca duyguyu tanımaya çalıştığım ilk ve tek adamdı..

şimdi içimde sahipsizce büyüttüğüm senin bir an bile sahip olamayacağın kadar gerçek ve büyük olan, koruyup kolladığım, herkeslerden, her şeylerden kıskandığım sevgimi katletmenin yollarını arıyorum. birini içinizde öldürmek ya da öldürmeye teşebbüs etmek nasıl bir şey?

şimşeklerin çakışını sadece ben mi duydum acaba; yoksa tanıdık yaralar taşıyan yüreklerde de aynı fırtınalar mı koptu, bizim beklenmedik buluşmamızla birlikte? bu kadar çok şeyi aynı anda düşünmenin dehşetine kapıldım. sen tek bir kelime etmemiştin onca yıl boyunca... şimdi ya da daha sonra edecek kelime bulmanı beklemek aptallık olurdu. bense senden sonra bir daha aptal olmamaya dair büyük sözler söyleyip, anlamını bilmediğim ağıtlar yaktım kalbimde.. bir tarihin izleriyle anlamlanıp tekrarlanan, kurgusal sahne gibisin, sürekli en olmaza koşullanmış...

o gün için sana güzel bir teşekkür yazısı hazırlıyorum. senin adına anılar adına.. başlığı: "anıların için teşekkürler'di." ne sevimli bir başlık. bu yazıma ironikçe ters düşen bir başlık.. yayımlamadan sana yazdıklarımı okudum bir bir. inanamadım. hayır, tanrım, hayır ben miyim bunları yazan? seni anlatan tek bir yok satırlarımda. ben hep aşktan bahsetmişim. sana olan, senin sahip çıkmadığın aşktan... oysa ben bunları bir kitap haline getirmeyi planlıyordum. tam da bunların üstüne daha da büyük bir hayal kırıklığı olamazdı. daha büyüğünü yaşatabilecek kadar mısın? bir terslik var farkına varamıyorum.

anladım ki yazdıklarım yalnızca benim içimdekileri akıtmış,satırlara kağıtlara.. senin hiç okumamam da cabası.. ne kadar çok şey sığdırmışım ben bu hikayeye kocaman kalbimle..

bu defa ben kalbime susuyorum... sana değil, kendime değil kalbime susuyorum. çünkü oydu bu kadar imkansızı mümkün kılan yıllarca ve kadar yorgun ki onu kelimelerle yormaya hakkım yok artık...



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder