Söyleyecek
başka bir şeyim yok artık. Unutmak istemiyordum oysa. Güzel kalan yaralar da
vardır diyordum. Ama yokmuş. Kırılmış bir kalp seni neden içinde saklar biliyor
musun? Bilme! Çünkü uzun zamandır benim için herkes gibisin. Bazı isimlerden
sonra ve “herkese selam” dediğim cümledeki herkessin. “soranlara selam” derken dahi, soranlardan
biri olacağını düşünmüyorum. Beni sormak için, bana sormak gelmiyorsa aklına, o
aklınla bin yaşa! Bu yazımın senle hiçbir ilgisi yok. Çünkü değişmemek gibi bir
lüksümüz yok, çünkü biz çok düşündük ve çok şey tükettik manevi anlamda.
Senden sonra yazılarıma bir şeyler oldu
kabul ediyorum. Ne kadar çabalasam da kelimelerim hissettiklerimi anlatmaya
muktedir değil. Pek çok şey pejmürde duruyor sayfanın üzerinde… Kendimi bulmaya
ihtiyacım var. Kahretsin diyorum, kahretsin, bunu yine senin yanında yapmak
istiyorum. Nasıl mümkün oluyor hem her şeyin bu kadar içinde olup, bunca şeyin
dışında kalmayı başarabilmek? Seni güzel
hatırlamak istiyordum. Gerçekten. Halbuki üç defa daha görüşebilsek güzel
hatırlanacaksın. Diğer türlüsü zor… Bilirsin sen sebebini. Her şey herkese
anlatılmıyor nihayetinde. Ve ben bu hikayenin yalancı balığıyım. İnsanlara sen
ve benimle ilgili çok yalanlar uydurdum. Buradan günah çıkartmak istiyorum.
Affedin.
Bütün şartlar elverişliyken, bu kadarda uzakta oluşun, hayır
yakınken bile bu kadar uzakta oluşun zoruma gidiyor. Her şeyi bir kenara bırakıp sorası geliyor
insanın; neden sevmedin?
MUTSUZLUK BUGÜN EPEY
BİR DİKİNE UZANIRKEN, BÜTÜN KARA PARÇALARINDA –AFRİKA DAHİL- ÖLEMİYORUM. Koşarak kendimi terk etmek isterken, hep yaya
kalıyorum. Tam şuanda gözlerimi gözlerine merkezlemek isterdim. Şimdi her şey
yorgun. Pek bir uykusuzum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder