21 Nisan 2014 Pazartesi

OYSA DİYORUM

Ne istediğimi  kendimde bilmiyorum. Hayattan korkuyorum. Hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyorum. Ama gene de hayattan bir şeyler bekliyorum. Her gün  ‘tanrım ne olur bugün son günüm olsun ve artık kavuşalım senle ben diye dua ediyorum. Berbat günler. Ağlamak bile fayda etmiyor. Bütün insanlığa kırgınım, bütün insanlığa kızgınım. Ama bütün buna rağmen kelimelerimi bu denli toparlayabiliyorum. Yalnızım ama buna rağmen   ilk insanların varlığından beri süregelen bu aşk beni artık eskisi kadar aptal yapmıyor. İçimde kelimeler biriktirmekten korkuyorum. Düşüncelerim, fikirlerim, bakış açım için sevebilecek insanlar istiyorum artık hayatımda. Madden değil, manen… Yani zaten sevmek de zahiri bir duygu değildir. Hangi duygu zahiren var oldu ki? Ben hiçbir korkuya dokunamadım henüz. Yahut pişmanlığa, aşka, sevdaya.    Yalnızlığıma küfretmekten başka bir şey gelmiyor elimden.  Yazacak çok şey var ama oralardan değil, aşktan değil, olmamalı… duygularını dizginleyebildiğinde olgunlaşıyor insan. Duygularını dizginlemek zor mu peki? Gecenin köründe arayıp, bir kalbi paramparça etmekte mi sevdaya dahil?
Kurduğun tek bir cümlenin yaşattığı acılar kadar, o simsiyah gölgende boğulacaksın. Boğul. Tanrına ne kadar incittiğini anlatırken yüzün kızarsın. Ben bu yazımı yazarken ağlamaktan gözlerim kızardı. Ama katilimi çok seviyorum. Sevmek yok diyorlar. Nasıl olur ki? Yani mümkün olabilitesi zor şeyler hissettiklerim. Hep senin beceriksizliğinden çocuk. Velhasılı kelam, durumlar böyle.. ne kadar sevmiyorsun beni? Sevmediğin bir yemek önüne konulunca bunu ölsem yemem diyecek kadar mı? biliyorum sevmediğini ama ne kadar?gücüm yok. Tükenmişim. Bu kadar.. hüzün, burukluk, yitirme duygusu ve sevilemeyecek bir kalp fazlası değil.

         Dipnot; alttaki postumda geçerli olan  sözümü tutamayıp, kendime ihanet ettiğim için suçluyum. Besbelli artık sen kaybediyorsun hayalimdeki halini, ah bu cümle ne anlatılmaz bir hüzün içeriyor, besbelli azalıyorsun içimde, oysa diyorum… oysa… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder